Her şey Şubat ayında, bizi ziyarete gelen annemi gündüzleri boş evde sıkılmasın diye oyalamak
istememle başladı.
İstanbul'a gelmek onun için hiçbir
zaman “turistik gezi” manası taşımadığından, hatta serin soğuk kış günlerini
yaşadığımız için dışarı bile çıkmaya pek gönlü olmadığından, biz okulda işte orada buradayken, yirmi beş sezondur süren gündüz kuşağı dizilerini izleyip bir
yandan da oyalanabileceği bir icat çıkarayım dedim başına. Bunun için de onun
yeteneklerini devreye sokmam gerekiyordu : )
Örgüde yadsınamaz bir hıza ulaşmasını kendi menfaatlerim doğrultusunda kullanmadım desem yalan olur. Arada bir görüp beğenip
yaptırdığım şapkalar atkılar filan kesmezdi onu şimdi. Bu defa uzun süre kalmaya karar
vermişti. “Yeni bir diz battaniyesi yapalım. Yatak örtüsü de güzel olur ama tığla
yapmak çok oyalar, yorar seni,” dedim. Challenge accepted! Let the “yatak örtüsü” begin!