17 Mayıs 2013

Bir kış gecesi eğer bir anne...


Her şey Şubat ayında, bizi ziyarete gelen annemi gündüzleri boş evde sıkılmasın diye oyalamak istememle başladı.

İstanbul'a gelmek onun için hiçbir zaman “turistik gezi” manası taşımadığından, hatta serin soğuk kış günlerini yaşadığımız için dışarı bile çıkmaya pek gönlü olmadığından, biz okulda işte orada buradayken, yirmi beş sezondur süren gündüz kuşağı dizilerini izleyip bir yandan da oyalanabileceği bir icat çıkarayım dedim başına. Bunun için de onun yeteneklerini devreye sokmam gerekiyordu : )

Örgüde yadsınamaz bir hıza ulaşmasını kendi menfaatlerim doğrultusunda kullanmadım desem yalan olur. Arada bir görüp beğenip yaptırdığım şapkalar atkılar filan kesmezdi onu şimdi. Bu defa uzun süre kalmaya karar vermişti. “Yeni bir diz battaniyesi yapalım. Yatak örtüsü de güzel olur ama tığla yapmak çok oyalar, yorar seni,” dedim. Challenge accepted! Let the “yatak örtüsü” begin!

İnternet sağolsun, bir sürü model sundu bize. Bir çeyiz sitesinde gördüğümüz çift kişilik örtüye 500 TL fiyat biçildiğini görünce "ohaa"ladık, "biz bunu daha ucuza getiririz" diye kendimizi gaza getirdik. Çok sabırsız olduğumdan hemen o gün yüncüye koştuk. Farklı renkte 10 yumak aldık.

     Tabii sonra o 10 yumak yetmedi, gene yüncüye yollandık. Göbeği bir renk, yaprakları başka renk olan çiçek motiflerinden kaç tane gerekir diye, elde mezura bir yatağı bir örnekleri ölçtük. Birinci çoğul kullanıyorum çünkü ben elime tığ almamışsam da annem, tabiatı gereği, dünyanın en güzel şeyini de ortaya koysa asla beğenmediği, memnuniyetsizliklerin taçsız kraliçesi olduğu için, onu yönlendirmem gerekti. Takdir edersiniz ki bu çok zorlu bir görev!!!

Mezuralı deneylerimizden sonra anladık ki toplamda 800 küsur çiçek motifine ihtiyacımız var. 800 deyince gözler açılmasın. Bilen bilir, şöhretini isminden, ismini zahmetli yapılışından alan “kanser örneği” diye bir dantel motifi vardır. Zamanında bu dantel işleriyle yeterince hemhal olmuş kadınlara, yün iple öreceği 800 tanecik çiçek koymaz!

Göbekler yapıldı, yapraklar şekillendi ve tüm bunlar 3 hafta sürdü. Elbette ki bu sürede annem pek çok motifi "beğenmedim" bahanesiyle söküp söküp yeniden ördü. Yumaklar tükendikçe eskisinden farklı renkler aldığımız için sıra geldi motiflerle sudoku oynamaya (Aslında tek bir rengin birkaç tonu ile daha kolaya kaçabilirmişiz. İyi bir evlat ve abla olduğumdan, kardeşime öreceği zaman öyle yapmasını tüm kalbimle önerdim). 

Bütün motifleri bir arada görebilmenin tek yolu, yere koca bir örtü serip üstüne yapılanları yerleştirmekti. Bu hepsinden zor oldu. Bir buçuk saatin sonunda satırlarımız ve sütunlarımız hazır olunca, düzenini kaybetmeyelim diye sütunlardaki motifleri bir iple tutturup numaraladım ve ertesi gün gitmeye niyetlenen annemin çantasına koydum.

Eve döndüğünde ilk işi hemen birleştirmeye başlamak olan annem, nihayet 25-30 kadar yumakla (maliyete vurunca 50-60 lirayı aşmıyor aslında), tamamlandığında ağırlığı 4 kiloyu geçen rengarenk örtümün hakkından geldi. Başta 500 liralık etiketi yuhlarken, bizimki bittiğinde, böyle el emeklerine göz nurlarına daha yüksek bir değer biçilmesi gerektiğinde hemfikirdik.

800 küsur motif! "Çok emek harcadın. Tek tek onca çiçekle nasıl uğraştın! Sabır istiyor..." diyen eşime, "Siz şimdi gençsiniz. Benim yaşıma geldiğinizde sabretmeyi öğreneceksiniz!" cevabını yapıştırmayı ihmal etmedi tabii. Peki bari bu defa beğendi mi elinden çıkan işi? Ehh işte...


Ufak bir bavula sığdırdığım örtünün yorgunluğu daha dinmemişti ki hemen yeni projelerle geldim: “Hazır bahar geldi, acele de etmene gerek yok. Bu defa ortası siyah, yaprakları sarı, büyük motifli bir iki kırlent yapsana bana... Konseptimiz: Ayçiçeği tarlası! Yeşille de birleştirirsin. Örtüsünü yapmana gerek yok, zaten öbürüyle çok yordum seni.”

“Kırlent mi kaldı allasen?”

“Bi'milyoncu dükkanlarda çocuklar gibi şen olan biriyim ben cicim!”

“Neden antin kuntin şeyler istiyorsun? Hep babannenin huyları bunlar...”

“Bu bir iltifat mı?”

“Sana söylediğimde iltifat say.”

Velhasıl annecim kırlentlerimi de yaptı. Sürpriz! Kırlentleri bitirince aynı modelde bir de diz battaniyesi yapmış üşenmemiş de... İki tanecik yastık kılıfı göndermeye içi el vermemiş. Hangimiz daha antin kuntin acaba?!

----

Not: Motiflerle sudoku oynarken hamlelerini esirgemeyen Güney'e ve Duygucan'a selam olsun.

2 yorum:

  1. Ahaha:) ben annemden patates kızartması istiyorum da,onu bile yapmıyor. Ne anneler var yaa... emre

    YanıtlaSil