19 Nisan 2012

Çiçek dediğin 'çiçekli' olur!

Evlerde, dört duvar arasında ya da kapalı balkon köşelerinde 'çiçek' adı altında devetabanı, kauçuk ya da Japon süpürgesi gibi bitkilerin yetiştirilmesine gıcık olurum. Çiçek dediğin 'çiçekli' olur. Minik minik pıtırcıklanır, sonra rengarenk açar -öyle ki balkonun bir köşesine saksıyı terk ettiğinize sizi pişman eder.

Ben sardunya severim. 

Kapıyı çalınca bir gün sardunya...


Babannem vaktizamanında bahçedeki ağaçları -böcek yaparlar diye- kesmesine rağmen bir sürü saksıda sardunya yetiştirmeyi yıllarca sürdürmüş hatta onlara büyük ihtimam göstermişti. Yeşillik namına uzun süre karşımda olan tek çiçek de sardunya olunca haliyle ben de onlara ilgi duydum; renk renk açışlarına, kadife yapraklarına tutuldum.

Şimdilerde güzel sardunyalarla örülü bir manzarayı neyse ki arka komşum bana fazlasıyla sunuyor. Kendisini bunca zamandır 1-2 defa görsem de balkonundaki sardunyaları sık sık izliyorum. Ve açıkçası çok da kıskanıyorum. Çünkü komşumun ne yağmur ne çamur dinleyen çiçekleri bütün kış dışarda olmalarına rağmen ne sararıyor ne soluyor. Ben de camımın önündeki sardunyama, o kendininkilere ne yaparsa onu yapıyorum. Çiçeği yağmur altında balkonda mı, benimki de balkonda kalıyor. Kar yağınca içeri alma zahmetine girmeyip üstüne poşet mi geçiriveriyor, hop ben de poşeti sarıyorum. Bakalım yakında onunkiler gibi güzel sonuçlar alabilecek miyim?!


1 yorum: